Hafta sonu yolculuk esnasında kullandığım ve test ettiğim Apple ailesine ait ürünler ile ilgili deneyimimi aşağıda sizlere aktarıyorum umarım faydalı olacaktır.
2012'deki üç kademeli gezi ve performans işlerinden sonra yolculuğumu kestim ama geçen ay kendimi her hafta sonu yolda buldum. Bagaj talebinde bulunmak ve uzun süre beklemekten kaçınmak için yedek bataryaları doldurdum, yani her gezi sırasında çektiğim teknik ürün sayısını artırmak zorundaydım.
Seçtiğim iki yeni ürün olan MacBook ve yeni iPad Pro idi. Her ikisi de kendi başına hafif ve küçük bilgisayarlar, ancak uzun yazma zamanı gerektiren projeler için MacBook kullandım; diğer tüm görevler ve yazmış olduğum yazımlar için iPad pro üzerinde kullanıldı. Aslında, iPad'in bu gezide ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anladım ve şaşırdım. Muhtemelen yapmam gereken verimlilik görevlerinin en az yüzde 85'ini gerçekleştirmiştir. MacBook büyük ölçüde otel odamda kaldı ve oldukça idareli bir şekilde kullanıldı.
Ancak ikisi arasında kalan hareketler bazen beynimden dumanlar çıkmasına neden oldu. Kendimi Apple Store'da iPad Pro 799 $ seviyesinde bulabildiğim için kendimi MacBook ekranına değmiş buldum - ama bu durum sıklıkla yaşandığı için rahatsız edici hale geldi.
PC dünyasında, Microsoft ve ortakları, dokunmatik ekranları, orta ve üst düzey dizüstü bilgisayarlardaki ve hepsi bir ara da olanlar için (all in one pc dediğimiz)fiili standart haline getirmiş durumda. Yalnızca düşük güç tüketimine giden ince yüzeyli dizüstü bilgisayarlar buna dahil ve ucuz hepsi bir arada aygıtlar için geçerli, umarım bu durum geçmişin dokunmatik olmayan eski ekranlarına dönüşmez.
Apple'ın Mac'te dokunmatik ekrana olan yaklaşımına sahip cihazı, Amazon'da Touch Bar'lı versiyonu olan model için $ 1.769.00 olan MacBook Pro'ydı. Ofiste bir MacBook Pro'da Touch Bar'ı kullanmaya başladığım zaman, ona alışmakta zorlanıyordum ve çoğu kez fare için varsayılan ayarları yaptım. Ancak TouchBar'ı daha çok tanıdıkça, onu destekleyen her tür uygulama ve programda gezinmenin ne kadar kolay olduğunu fark ettim açıkçası bu özelliğini çok beğendim.
Bununla birlikte, süper ince MacBook'da bir Touch Bar için çok az yer var. Bugüne kadar Apple, iOS cihazlarından başka herhangi bir ürününe dokunmatik ekran koymaya karşı çıktı ve anlatabildiğim şeylerden dolayı da bu yaklaşımdan dolayı bu konularla çok da ilgilenmiyor. Apple'ı bu konuda yeniden düşünmeye ve bu yaklaşımdan vazgeçmeye çağıracak piyasada rakiplerine ait çok ürün mevcut. Çoğu MacBook kullanıcısı, küçük boyutu ve taşınabilirliği ve track pad den dolayı bir fare kullanmamasını sever. Touch bar'a sahip yeni nesil MacBook pro Dokunmatik Yüzey iyi çalışıyor, ancak dizüstü bilgisayar ve tablet arasında kesintisiz bir geçiş söz konusu değilse veya olmayacaksa, açıkçası iPad dokunmatik ekranıyla elde ettiğim kullanım kolaylığını diğer ürünlerin kullanımına oranla tercih ederim.
Apple yetkili servis ve teknik danışmanları ile görüştüm ve Touch Bar'ın Mac'e dokunmanın en iyi yolun olduğuna tümüyle kendilerini inandırmışlar.Touch Bar fikrine bende ısındım ancak işlerini doğada ve dışarda gerçekleştiren birçok iş adamı ve öğrenci bu konular ile ilgili o kadar da hevesli olmayabilir.
Apple'ın ve teknik departmanın yani Apple care' in bu ve benzeri mesajları duyması için bu ve benzeri konular ile ilgili olarak geri bildirimde bulunmak bu konular ile ilgili yapacakları işleri düşünmelerine sebebiyet verecektir. Apple ürün yelpazesinde sorunsuz bir deneyim sunmayı taahhüt ediyor. Bu nedenle bir dokunmatik ekranlı Mac dizüstü bilgisayarı bir gün gerçeğe dönüşebilir; Apple' ın ağırlığını ve boyutunu etkileyebilecek toplam da bir yeniden düzenleme olmaksızın MacBook'a nasıl bir Dokunmatik Çubuk ekleyebileceğini beklemek ve görmek zorundayız. Umarım bu ürünler ile ilgili incelemem sizler adına faydalı olmuştur. Bir daha ki yazımda farklı deneyimlerimi sizlerle paylaşmak üzere hoşçakalın.
